Afyon 1 Şubesi

Vicdanlara vurulmuş kelepçe, katliamın diğer adı Halepçe

Vicdanlara vurulmuş kelepçe, katliamın diğer adı Halepçe

Yaşadığımız coğrafyanın takviminde her gün, bir acıyla, trajediyle hatırlanır olmuştur. En az yüzyıldır, gün geçmiyor ki bir darbe, bir suikast, bir katliam, bir savaş, bir zulüm, bir göç yaşanmasın. Eşsiz zulümler, işkenceler, yıldırmalar, işgaller, katliamlar bu toprakların neredeyse kaderi olmuştur.

16 Mart da, Halepçe’de ümmete yapılan zalim, vahşi bir katliamla tarihte yerini almıştır. 32 yıl önce, Irak’ın kuzeyinde bulunan Halepçe’de zehirli gaz bombardımanıyla bir katliam yapıldı. Saldırıda çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere yaklaşık 5 bin masum insan öldürüldü.

Bu katliam Hama’da, Srebrenitsa’da, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Filistin’de, Halep’te olduğu gibi, zalimlerin insanlara, özellikle Müslümanlara karşı ve onlar üzerinden bütün mazlumlara ne kadar acımasız olduklarını, olacaklarını göstermiştir, göstermektedir. Halepçe’de olanların bir benzeri Halep’te, Guta’da, idlib’de olmuştur, olmaktadır.

Dün Halepçe’ye sağır ve seyirci kalan dünya, bugün Suriye’deki kimyasal bombalarla yapılanları da dâhil, katliamları, sürgünleri, göçleri önleme noktasında hemen hiçbir ciddi irade de niyet de ortaya koymamıştır, koyamamaktadır. Hatta insan haklarını ayaklar altına alarak, hayata tutunmaya çalışan mülteciler, öldürmek dâhil en ağır zulüm ve işkencelere tabi tutulmaktadır. Politik tutumları, zulüm ve katliama ortak olmak, destek vermektir. Zulüm, yapanın yanına kâr kalmıştır. Mazlum, yaşadığı acıların telafisi imkânsız kayıplarıyla kalmıştır.

Önemli olan, açık insanlık suçu olan bu katliamların hesabının sorulmasıdır. Hesap sorulamadığı için küresel emperyalist odaklar ve onlardan güç alan, cesaret bulan yerli iş birlikçileri, fütursuzca, ölçüsüz zulüm ve katliamlarına devam ediyor.

Aradan geçen bunca zamana rağmen bizim vicdanımızda ve hafızamızda tüm canlılığını, yakıcı, öldürücü etkisini koruyan bu olayı, faillerini, yeryüzünde işlenen tüm insanlık suçlarını kesin bir dille telin ediyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da zalime karşı, mazlumdan yana gösterdiğimiz duruş ve duyarlılığımız azalmayacaktır. Başta terör, darbe ve savaşların sebep olduğu kitlesel haksızlıklar olmak üzere, hemen her hak ihlalini failleriyle birlikte, bütün dünyada en etkili platformlarda gündeme getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz.

Hak, emek ve özgürlük mücadelemizin küresel etki ve ölçek kazanan örgütlü gücüyle, insanlık vicdanını ve adalet arayışını, kitlesel ve kurumsal düzeyde harekete geçirme çaba ve çalışmamızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Dahası, evrensel barış ve kardeşlik ikliminin tüm iklimleri sarması için bu acıları unutmayacak, unutturmayacak ve ibreten gelecek nesillere aktaracağız.