EĞİTİM BİR SEN 1 Nolu Şube Başkanı Mustafa ARSLAN'ın basın açıklaması.
Mevcut sorunlara uzun vadeli çözümler getirecek, eğitimin hem yönetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracak, hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir çözüm arayışı niyetiyle hazırlanan ve alternatif, somut bir model önerisi içeren raporun satır başları şöyle:
Eğitim Kurumu Yöneticiliği İkinci Görev Olmaktan Çıkarılmalı
Devlet Memurları Kanunu’nun 88. maddesi, müdürlük, müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığını, öğretmenler tarafından yürütülecek ikinci görev olarak tanımlıyor. 652 sayılı KHK’nın 37. maddesinde de, eğitim kurumu yöneticilerinin vali tarafından dört yıllığına görevlendirileceği belirtiliyor. Bu, eğitim kurumu yöneticiliğini, meslek değil meşgale olarak görmek, uzmanlaşmasını istememek, önemli ve değerli görmemek, profesyonellikle temas etmesini engellemektir. Sorunu görmek ve çözmek noktasında doğru hamle, eğitim kurumu yöneticiliğine mahsus kadro oluşturmak ve yöneticileri bu kadrolara atamaktır.
Eğitim Kurumu Yöneticiliğinin Ön Şartı ‘Öğretmenlik’ Olmalı
Eğitim kurumu yöneticisi, kurumu yönetmekten, öğretmenleri ve diğer eğitim çalışanlarını doğru yönlendirmek ve yetiştirmekten sorumludur. Bu nedenle, eğitim kurumu yöneticiliğinde, öğretmenlik deneyimine sahip olmak temel şart olmalıdır. Raporumuz kapsamında incelenen ülkelerin tümünde eğitim kurumu yöneticisi olmak için birinci şartın öğretmenlik deneyimi olması, başka arayışların zaman ve enerji kaybı dışında sonuç doğurmayacağını teyit ediyor.
Bakanlık, Eğitim Yöneticilerinin Eğitimini Bizzat Gerçekleştirmeli
Bakanlık, eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesinde koordinatör değil, icracı konumda olmalı; üniversiteleri ya da diğer kuruluşları adres göstermek yerine eğitime dair kapasitesini yönetici yetiştirmede devreye sokmalıdır.
Eğitim Kurumu Yöneticilerinin Ücreti Kariyer Millî Eğitim Uzmanından Düşük Olmamalı
Eğitim kurumu yöneticiliği göreviyle sorumluluklar artarken, mali ve sosyal haklar artmamakta hatta birim saat başına alınan maaş tutarı düşmektedir. OECD ülkeleri arasında, ortalama okul müdürü maaşı ile ortalama öğretmen maaşı arasındaki farkın en az olduğu ülkelerden biri Türkiye’dir. Eğitim kurumu yöneticilerinin maaş ve ücretleri, kariyer millî eğitim uzmanlarından düşük olmayacak şekilde artırılmalıdır.
Eğitim Yöneticiliği Mevzuat Ve Uygulamalarında İstikrar Önemli Ve Gereklidir
Eğitim kurumu yöneticilerinin seçimine ve görevlendirilmesine ilişkin ağırlıkla yönetmelik düzeyinde düzenleme yapıldığı görülmektedir. Fakat hiçbir yönetmeliğin yürürlüğe konulduğu ilk hâliyle bir yıldan daha uzun süre uygulanmadığı ve birçok yönetmeliğin de bir yıldan daha kısa sürede yürürlükten kalktığı gerçeği, bu alandaki temel sorunlardan biridir. Ülkenin yönetiminde ve ekonominin güçlenmesinde istikrar nasıl gerekli ve önemli ise okul yönetimine ve yöneticilerine ilişkin mevzuat ve uygulamalarda da istikrar en az o kadar önemli ve gereklidir.
Bakanlık, Eğitim Kurumu Yöneticiliğinde Önce Yetiştirme Sorumluluğu Almalı, Sonra Seçme Ve Atama Yetkisine Odaklanmalı
Sistematik ve sürekli nitelikte yönetici yetiştirme programlarıyla, adaylar dâhil yöneticilerin etkili yöneticilik bilgi ve becerisini edinmeleri/geliştirmelerine destek verilmelidir. Eğitim vermeden sınava tabi tutmak, atama yaptıktan sonra bilgi ve tutumların güncellenmesini sağlayacak eğitim imkânları sunmamak, eğitim yöneticiliğine dair en büyük hata ve eksiklerimizin başında yer alıyor. Raporumuzun konusunu oluşturan ve norm sayıları 2019 yılı Ocak ayı verilerine göre 105 bin 755 ve dolu kadro sayısı da 84 bin 853 olan eğitim kurumu yöneticilerinin tamamı, mesleki gelişim programlarına alınmalı ve eğitim yönetiminin gerektirdiği bilgi, beceri ve tutumlarla donatılmalıdır. Bu çerçevede, eğitim kurumu yöneticilerinin her yıl asgari 30 saat olmak üzere nitelikli ve uygulamaya dönük hizmet içi eğitim görmeleri mutlaka sağlanmalıdır. Bütün bu hususlar gözetilerek hem yönetici adaylığı sıfatının kazanılması hem de yöneticilerin niteliklerini artırma ihtiyaçlarının karşılanması işlevini görmeye dönük eğitim programları Bakanlık tarafından tasarlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.
Müdür Yardımcılığı Eğitim Kurumu Yöneticiliğinde İlk Basamak Olmalı
Müdür yardımcılığı, eğitim kurumu yöneticiliği için ilk basamak olmalıdır. Müdür yardımcısı olmak için yazılı ve sözlü sınav şartı uygulaması devam etmelidir. Liyakat esasına göre seçilen eğitim kurumu yöneticileri, okulun ve öğrencinin başarısını yükseltmektedir. En başarılı ve yüksek nitelikli öğretmenleri yönetici olarak sisteme katmak için sınav olmazsa olmaz bir şarttır. Yazılı ve mülakat komisyonlarının yapacakları tüm değerlendirmelerde; liyakat, adalet, hakkaniyet, objektiflik, şeffaflık ve etik ilkeler esas alınmalıdır. Müdür yardımcılığı dönemi aynı zamanda yoğun mesleki gelişim programının uygulandığı bir süreç olarak değerlendirilmelidir.
‘Yönetim Ve Denetim’ Alanında Yüksek Lisans Yapanlar Yazılı Sınavdan Muaf Tutulmalıdır
Ancak belli bir süre müdür yardımcılığı yapmış olanlar eğitim kurumu müdürlüğü sınavına girebilmelidir. ‘Yönetim ve Denetim’ alanında doktora veya tezli/tezsiz yüksek lisans yapanlar ise yazılı sınavdan muaf tutulmalıdır.
İdarenin Sürekliliği Ve İstikrarı İlkesi Gereği Kazanılmış Haklar Korunmalıdır
Mevcut eğitim kurumu yöneticilerinin müktesep haklarının korunması, hukuk devletinin bir gereğidir. Bu nedenle, görevde bulunan müdür ve müdür yardımcılarının kazanılmış hakları korunmalı ve görevlerine devam etmeleri sağlanmalıdır.
Mustafa ARSLAN
Şube Başkanı